Dolar : Alış : 34.2018 / Satış : 34.2634
Euro : Alış : 37.2908 / Satış : 37.3580
Ünye Haber Takip Gazetesi
HAVA DURUMU
hava durumu

unye

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 26 Kategoride 2342 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA
Ünye Haber Takip Gazetesi

15 TEMMUZ

17 Temmuz 2017 - 1.252 kez okunmuş
Ana Sayfa » Genel»15 TEMMUZ
15 TEMMUZ

 

 

Doç. Dr. Ercan Nurcan YILMAZ

Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi
Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü

 

 

 

Her karanlığın ardından doğacak bir güneş vardır. Ülkemiz karanlık günlerden geçti ama ardından gelen aydınlığa dikkat etmek lazım. Ne kadar erken harekete geçilirse o kadar çok iş yapılabilir.

15 Temmuz hainliğini bir fırsata çevirmeli ve memleketimizin uyanışını sağlamalıyız.

Dün Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkâri’de Türk bayrakları dalgalandı semalarda.

Uzun yıllardır unuttuğumuz bazı değerlerimizi tekrar değer kazanmaya başladı şükür ki.

Bunu bir milat gibi kabul edip değerlerimize sıkı sıkıya sarılarak hak ettiğimiz muasır medeniyetler seviyesine bir an önce ulaşmalıyız.

Aslında Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri yapılmaya çalışılanda bu alicenap milletin tekrar hak ettiği yerde olmasıdır. Bunun için yıllardır kanunlar konuluyor, önlemler alınıyor ama nedense çok az ilerlemeler sağlanıyor. Diyebilirsiniz ki hadi canım nerede alınmış bu önlemler.

Burada ben yine bir klasik olan anayasamızda var diyerek başlamak istiyorum. Hiç okudunuz mu bilmiyorum? Size anayasamızın giriş kısmını yazmak istiyorum. Hep ilk 4 maddeden bahsedilir ya! birde onun Başlangıcı vardır. Her şeyin özeti oradadır. Maalesef okullarda pek bahsetmezler. Buyrun:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)

(Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer)

Kanun No. : 2709                  Kabul Tarihi :  7.11.1982

 BAŞLANGIÇ (Değişik: 23.7.1995-4121/1 md.)

Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;

Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;

Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;

(Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;

Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;

Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu,birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;

FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,

TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

 

Burada orjinalinde olmayıp benim altını çizdiğim bazı cümleler var. Bunların ne olduğunu iyi anlamak lazımdır.

1) Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışıanlamak için bizzat ulu önderin kanunlaştırdığı 1924 anayasası 88. Maddeye bakmak lazımdır.

1924 Anayasası Madde 88: Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir.

Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmi olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür.

Burada dikkat edilirse Kuruluş ilkelerimizden olan Milliyetçilik ilkesindeki Türk raşizm değil bu vatana, bu bayrağa, bu dile bağlılığı ifade eder. Bunu iyi anlamak lazımdır. Türk olmak utanılacak bir şey değil, gurur duyulacak bir özelliktir. Bu özellik ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıdır.

2) lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;

Dikkat etmek lazım. Eğer siyasetle dini özdeşleştirirseniz, bazı şahsi çıkarlarınızı dine alet ederseniz sonunda “Bizi Allah (C.C.) ile aldattılar” pozisyonuna düşeriz. İnancınızı Allah (C.C.) için yaşamazsanız sonunda ya kandırıyorsunuzdur ya da kandırılıyorsunuzdur. Aklımızı kullanmalıyız. Bu tür gruplar hep vardı ve hep olacaktır. Bizim Millet olarak dinimiz en hassas olduğumuz noktamızdır. Onun için en kolay kandırılacağımız özelliğimizde budur. Diyanet işleri başkanlığının etkisini ve özerk yapısını artırıp cemaat yapılaşmalarının önüne geçmeliyiz ve insanların dini inançlarını engelsiz bir şekilde yaşamasını sağlamalıyız.

3) Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu,

Dikkat edilirse hepimiz her şeyde ortağız. Sevinçte, üzüntüde. Bunu anayasa bize hem görev olarak vermekte ve bunun sağlanması içinde garanti sağlamaktadır.

Nitekim öyle değil mi? Bu vatan hepimizin. Bu vatan yıkılırsa hepimizin başına yıkılır. Bu vatan sadece bizim için güvence değildir. Bize her bulduğu fırsatta ihanet eden birçok millet içinde güvencedir. Yıllardır zulme uğrayan Müslümanların tek sığınağı burasıdır. PKK yı içinde besleyen Kuzey Iraklılar Saddam’dan kaçıp bize gelmedi mi? Yine PKK yı ve APO yu yıllarca koruyan gözeten Suıriyenin 3 milyon üzerinde vatandaşı bize gelmedi mi? Afganlısı, Somalilisi, Pakistanlısı, Çeçeni, İnguşu, Oseti, Abhazı, Adigesi Vs. bize gelmedimi?

Hatta! Ülkemizde ne kadar Ermenistan vatandaşı yaşıyor bilmiyoruz.

Neden acaba?

Ben söyleyeyim. Çünkü gelecek bu topraklarda. Hepte öyle oldu. Onun için herkesin gözü bu topraklarda. Onun için düşmanlarımız hep vardı ve hep olacaktır. Onun için Su uyusa biz uyuyamayız.

Ancak biz bir olursak, diri olursak, çalışkan olursak, üretirsek, varlığımızı 15 Temmuzda olduğu gibi bu vatana armağan edersek. Ülkümüzü birbirimizin dedikodusunu yapmak yerine ilerleme üzerine kurgularsak Vs. Kimse bizi durduramayacaktır. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.

UNUTMAYALIM! BAŞKA TÜRKİYE YOK.

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

İlgili Terimler :
TemaFabrika