VÜCUT KİTLE İNDEKSİNİ RAPOR VERECEK DOKTOR HESAPLAYACAK  

BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde 2004’ten bu yana Uyku Laboratuvarı  Sorumlusu olduğunu aktaran Karadağ, kendilerine ehliyetle ilgili müracaat eden  kişi sayısının parmakla sayılacak kadar az olduğunu anlattı.   Prof. Dr. Karadağ, uygulamadaki eksikliklerin önüne geçebilmek  amacıyla Sağlık Bakanlığınca yaklaşık iki ay önce Sağlık Raporları Usul ve  Esasları Hakkında Yönerge’nin yayımlandığını dile getirdi.   Sağlık raporlarının usul ve esaslarının yeniden belirlenmesinin  kendilerini memnun ettiğini vurgulayan Karadağ, “Kişiler artık herhangi bir  nedenle sağlık raporu alacakları zaman sağlık kuruluşlarına müracaat ettiklerinde  beyan ettikleri formların içinde boy ve kilolarını da beyan etmek zorundalar.  Bunu beyan ettikleri anda vücut kitle indeksini hesaplamak her hekim için son  derece kolay bir iştir.” ifadelerini kullandı.    Vücut kitle indeksi 33’ün üzerinde olanların, ehliyet için müracaat  ettiğinde önce uyku testi isteneceğini kaydeden Karadağ, kişide uyku apnesi  tespit edilirse başlanacak tedaviye uyum gösterdiği ispat edildikten sonra sürücü  belgelerini alabileceklerini belirtti.

GERÇEKLERLE ÖRTÜŞMEYEN SAĞLIK RAPORLARI GEÇERSİZ  

Karadağ, yönetmelik ve yönergedeki esasların uygulanması konusunda,  sağlık raporu verecek doktorlara büyük görevler düştüğüne dikkati çekti.   Raporların gerçeklerle örtüşmemesi durumunda geçersiz olacağını  aktaran Karadağ, şunları kaydetti:   “Meslektaşlarımız için yönetmelikte bir madde var. Bir hekimin vermiş  olduğu rapor eğer gerçeği yansıtmıyorsa o rapor geçersiz sayılır ve o raporu  veren hekim hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulur ve o  hekimin rapor verme yetkisi elinden alınır. Bu çok ağır bir yaptırım. Bu nedenle  gerek devlet hastaneleri gerekse de sağlık kuruluşlarında bu raporları düzenleyen  hekim arkadaşlarımızın bu yeni gelişmeyi göz önünde bulundurarak kişilerin boy ve  kilolarına bakmaları ve vücut kitle indeksi 33’ün üzerinde olan her kişiden bir  polisomnografi istemeleri gerekiyor.”   Karadağ, polisomnografi alabilmek için hastaların mutlaka tam gece  uyku laboratuvarında yatmalarına gerek olmadığı bilgisini verdi.   Dünyada bunun standartlarını oluşturan AASM isimli kuruluşun iki yıl  önce yayınladığı rehbere göre, taşınabilir cihazlarla evde yapılan uyku  testlerinin de hastanedekiler kadar hassas olduğuna değinen Karadağ, “Bizde  Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aslında bu portable kayıtları ödeme listesine aldı.  Yani normalde 16 kanallı bir uyku testi yapılması yerine 5-8 kanallı yada 8  kanaldan fazla bir uyku testi evde yapıldığı zaman o da SGK tarafından ödeniyor  ancak bu şekilde tanı konulan hastaların hastalıklarının tipleri, şiddetleri çok  net olmadığı için tedavinin düzenlenmesi açısından yeterli olmuyor. Ancak kişinin  uyku apnesi olup olmadığını göstermesi açısından son derece hassas, bizim  ülkemizde de bu sorunun bu şekilde çözüleceğini düşünüyoruz.” diye konuştu.