
NİZÂMÜLMÜLK

Doç. Dr. Ercan Nurcan YILMAZ
Siyasette gelinen nokta eminim birçok kişiyi rahatsız etmektedir. Birilerine bir hatırlatma olması amacıyla bu gün eskilerden bahsetmek istiyorum. Kimdir bu NİZÂMÜLMÜLK ve neden bu günkü konumuz olmuştur.
Türk tarihinin en önemli devlet ve siyaset insanlarından olan Nizâmülmülk, 21 Zilkade 408/10 Nisan 1018 yılında Horasan’ın Tus şehrinde doğmuştur. Asıl adı Hasan olan bu değerli büyük devlet adamının; Türk Töre’sinin önde gelen simalarından Nizamülmülk’ün ailesi son derece zengindir, fakat daha sonra babasının işleri bozulunca aile bütün mal varlığını kaybetti. Annesi ise Nizâmülmülk daha çok küçük yaşta iken vefat etmiştir. Gençlik yıllarında kendini ilme adayan bu devlet adamı öncelikle Arapça öğrenmiş, daha sonra fıkıh öğrenmekle son derece fazilet sahibi bir karaktere bürünmüş ve pek çok ”hadis” ezberlemiştir.
Devlet hizmetindeki hayâtı, babası ile beraber Gazne Devletinin Horasan vâlisi Ebü’l-Fâzıl Es-Suri’nin hizmetinde bulunmakla başladı. 1040 yılındaki Dandanakan Savaşından bir süre sonra Alparslan’ın Belhvâlisi Ali bin Şadan’ın maiyetine girerek, vilâyet işlerinin yürütülmesiyle vazifelendirildi. 1059’da Gazneliler Horasan valisi olmuştur.
Alparslan 1063’de Nizâmülmülk’ü mahiyetine aldı, bazı devlet işlerini Nizâmülmülk’ e yaptırdı. Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin vefatı ile Alparslan ve kardeşi Süleyman Bey arasındaki taht mücâdelesi sırasında yerinde görüş ve tedbirleriyle dikkatleri çekti ve Alparslan Sultan olunca 1064 yılında Selçuklu Devletine vezir tâyin edildi. Nizâmülmülk ismi ona Abbasi Halifesi Kaim b. Emirillah tarafından verilmiştir. Devlet düzenleyicisi anlamına gelir, bu ünvânıyla tanınmıştır. Alp Arslan (hüküm süresi 1063-1072) ve Melikşah (hüküm süresi 1072-1092) hükümdarlık dönemlerinde bu önemli vezirlik görevinde bulunmuştur.
Ekim 1092’de göğsüne aldığı bıçak darbesi sonucu kısa süre de hayatını kaybetmiştir. Öldüğünde 74 yaşında olan vezir uzun süre Selçuklu devletine hizmet etmiş, cenazesi İsfahan’daki Türbe-i Nizam’a gömülmüştür.
Devlet idare etmek ahlak ve adalet gibi iki temele dayandığı için tarih boyunca âlimler, devlet adamlarını ikaz etmişler, yazdıkları eserlerle onlara nasihat ve tavsiyelerde bulunmuşlardır. Bu tür eserlerin en meşhurlarından biri de, yarım asırlık devlet adamlığı tecrübesine sahip Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün Siyasetname’sidir. Vefatının üzerinden 926 yıl geçse de yaptığı tavsiyeler ve nasihatler hâlâ devlet idaresinde olmazsa olmaz unsurlar arasında yer almaktadır.
Nizamülmülk’ün Yedi Önemli Tavsiyesi
- Devlet, kolay kolay herkese nasip olmayacak büyük bir nimettir. Bu nimete sahip olan kimse, âhirette büyük bir külfetle de karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Devleti yönetenler devletin malını devlet için harcamalı, dünyalık yığmak yerine âhiret için hazırlık yapmalıdır.
- Devlet işlerinde vazife yapanlar, başkalarının hakkına çok kolay ulaşabildikleri, bütün gücü kendilerinde gördükleri için, yaptıkları her iş kayıt altına almalıdır. Devletin vazifelendirdiği birisi, mazlumun, yetim ve fukaranın hakkını yerse, vay o devletin haline!
- Herkes liyakatine göre değerlendirilmelidir. Kişide aranması gereken şey mal mülk değil hünerdir. Devletin bekası için, ehil olmayan kimselere iş buyrulmamalıdır. Bir kişiye birden fazla iş yükleyip, onlarca kişiyi işsiz bırakmak akıl kârı değildir.
- Devlet işlerinde dini bütün, Allah korkusu olan, haram yemekten kaçınan bir yardımcı ile çalışılmalıdır. Aksi durumda, yardımcı yerine bir casus beslenmiş olur. Bu da devletin bekâsını temelinden sarsacak mahiyette bir olumsuzluktur.
- Devlet işlerinde vazife yapanlar, iyi ya da kötü olabilirler. Halk, iyileri hayırla anarken kötüleri nefretle yâd eder.
- Devlet adamı zulmetmemeli, zulmetmiyorsa bile vazifelendirdiği adamların zulmedip etmediğini bilmelidir.
- Merhamet son derece güzel bir haslettir. İnsanoğlu yeri geldiği zaman merhametli olmayı da bilmelidir.
Aslında ne güzel özetlenmiş değil mi? 926 yıl önce yazılan tavsiyelerin bu günde aynen geçerli olması bu tavsiyeyi yazanın ne kadar büyük bir âlim olduğunun en güzel ispatıdır. Ancak büyük âlim yaşadığı dönemde görmediği bazı tavsiyelerinde bu öğütlere eklenmesi gerektiği kanaatindeyim.
- Devlet adamı ne olursa olsun yalan söylememelidir. Nitekim atasözünde söylendiği gibi yatsıya kadar yanar. Hiçbir yalan yoktur ki sonsuza kadar kalsın. Unutulmamalıdır ki yalanla elde edilen küçük çıkarlar misli ile geri çıkacaktır.
- Devlet adamı ne olursa olsun iftira atmamalıdır. iftira son derece kötü ve tahribedici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir tutumdur.
- Devlet adamının önceliği devlet ve millettir. Aile sonraki sırada gelir. Nitekim ailede milletin bir parçası olduğu için, devlet ve millet için yapılan çalışmalar zaten aileye de fayda sağlayacaktır.
- Devlet adamı kanun veya kural koyarken kendisinin zenginliğine değil devletin zenginliğine yol açacak şekilde davranmalıdır. Devlet farklı yaratılan insanların şahsi olarak değil toplu olarak çıkarlarının korunduğu bir mekanizmadır. Şahsa indirdiğinizde tüm mekanizma bozulacaktır.
- Müslümanlar öğle akşam ve yatsı namazlarının farzından sonra yer değiştirirler ki başka yerlerde namaz kılındığına şahit etsin diye. Buna benzer olarak Devlet adamı zamanı geldiğinde görevini doğru insanlara devretmekten çekinmemelidirler. Aksi takdirde gelişme ve ilerleme olmayacaktır.
Son olarak…
كماتكونونيولىعليكم (Nasılsanız öyle idare olunursunuz).
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR