TURİZM ŞEHRİMİYİZ?
İnsan yaşadığı şehirden dışarıya çıktığında anlıyor, Turizm alanında kendi şehrinde nelerin olmadığını ya da eksik kaldığını.
Bu hafta sonu ailemle birlikte Pazar tatilinin değerlendirmek üzere ilçe dışına çıkalım dedik. İlk durağımız Ordu oldu.
İster iş temposundan deyin, ister benim eksikliğimden deyin hiç fark etmez ama ilk defa teleferiğe binme fırsatım oldu Ordu’da. Merak ve heyecanla karışık bir duygudaydım, Boztepe’ye teleferikle çıkarken hemen aklıma, bu teleferikten bizim Ünye’ye de yapılacaktı ama maalesef yapılamadı, kafamda bir sürü soru Neden? Niçin? Ama bir gerçek var, Ünye’mde Teleferik yok.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın Ünye’ye vaadiydi teleferik, ama biz daha güzergahı belirleyip yer gösteremedik. Hal böyle olunca, yapılmasından vazgeçildi.
Yaklaşık 10 dk sonra Boztepe’deydik, kuşbakışı Ordu’ya baktım, muhteşem bir görüntü. Boztepe’ye çıkmayalı yıllar oldu. Çok şey değişmiş, daha teleferikten iner inmez, yol boyunca hediyelik eşya satan standlar karşılıyor bizi. Orduya özel bir sürü hediyelik eşya, insan imrenmiyor değil.
Kafeler, restoranlar, çay bahçeleri, ATV Motoru ile safari turu, yamaç paraşütü ile Boztepe’den kendini boşluğa bırakan paraşütçüler ne ararsan var Boztepe’de.
Kıskanan gözlerle baktım etrafa, yine kafamda deli sorular.
Neden benim Çakırtepe’mde böyle şeyler yok, neden bizde böyle yapmıyoruz, elin adamları yapmış, biz neden yapamıyoruz. Turizm ilçesiyiz diyoruz, yeşille mavinin buluştuğu yer diyoruz, Güneşin denizden doğup, denizden battığı yer diyoruz, Karadenizin incisi diyoruz, diyoruz da diyoruz, ama daha Ünye’ye dışarıdan gelenlere satacak bir Ünye hatırası figürlü hediyelik eşya satanlarımız yok. Çok mu zor yahu!..
Ordu’dan sonra istikametimiz Giresun oldu, 117 bin nüfuslu Ünye’den daha küçük bir il, sanki Ünye’yi On yıl geriden takip ediyor gibi geldi bana Giresun ili. Vallahi benim Ünyem Giresun’dan daha Modern bir şehir inanın bana.
Doğruca Giresun Kalesine çıktık, bir tepenin başı, küçük bir Kale, etrafı surlarla çevrili, her taraf yeşillik, bizim Asarkaya’yı düşünün, ortasında bir Kale suru hayal edin, işte öyle bir yer. Günlerden Pazar olduğu için, hınca hınç dolu. Buradan da kuşbakışı bakıyorsun denize. Kale çevresinde seyir teraslı Kafeler, Restoranlar, çay bahçeleri var.
Bizim Ünye Kalesiyle burayı kıyasladım, yine kafamda aynı sorular, niye bizim Kalemiz böyle olmasın. Oraya da böyle tesisler, piknik yerleri vs. yapılamaz mı, insanları oraya çekmek için.
Hem inanın bizim Kalemiz daha gizemli, daha sırlı ve daha eski bir kale. Kalemiz var diyoruz ama insanları oraya çekmek için hiçbir şey yapılmıyor, sözde Turizm şehriyiz.
Giresun’un meşhur Topal Osman’ın mezarı da, Kalenin hemen yan tarafında küçük bir kayalık tepenin başında, kayalığın başında o mezarın orda ne işi var orası ayrı bir soru. Toprak yok çünkü. Gerçekten mezarı orada mı, yoksa sembolik olarak mı orada onu anlayamadım.
Giresun o mezarı bile Turizm de kullanıyor, adamlara bak bee.
Topal Osman’ın mezarını ziyaret ederken aklıma bir soru takıldı Bizimde bir Hekimoğlu’muz var, aslen Fatsa’lı ama türküsünün içinde Ünye geçtiği için bizde benimsemişiz Hekimoğlu’nu. Peki bu Hekimoğlu’nun mezarı nerede bileniniz var mı?
Hep konuşuyoruz, gururlanarak oyunlarını oynayıp türkülerini söylüyoruz ama hakikaten Hekimoğlu’nun mezarı nerede? Kimse bu soruyu sormuyor değil mi.
Ben bunu araştırdım geldikten sonra, doğru dürüst net bir yer yok, sadece Fatsa’nın Yassıtaş köyünden olduğu belirtilmekte o kadar.
Sonuç olarak Güzel Ünye’mi ordu ve Giresun’la karşılaştırınca özellikle Turizm alanında çok geride olduğunu gördüm, dışarıdan gelen yerli ve yabancı Turistler gezip görmek isterler, elbette gezilecek ve görecek yerlerimiz var ancak kuru kuruya gezip görmekle olmuyor. Gelen Turistlere buralarda para harcatıp, Ünye ekonomisine girdi sağlamak lazım. Bu da böyle yerlerde tesisleşmeden geçer, kuru kuruya Turizm şehriyiz demekle olmaz.
Bir daha ki söz sıramda görüşmek üzere
Sağlıcakla kalın…
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar