HERKES GERÇEK GAZETECİ OLAMAZ
Dile kolay tam 10 yıl yıl olmuş, ilk göz ağrımız gazetemiz on yaşını doldurmuş. Daha dün gibi geliyor, ilk sayımız çıkalı. Türlü badireler, zorluklar atlattık. Amaç yöremize, güzel Ünye’mize hizmettir elbette.
Kuzguna yavrusu Şahin gibi görünürmüş, bize de öyle görünüyor gazetemiz açıkçası. Belki beklenilenin altında kaldık, ama bu güç ve imkan meselesi, fakat bu süre içinde gazetemizi görsel olarak değiştirdik. Tek renkli ve ebatı küçük basılan gazetemiz, Son beş yıldır, artık renkli baskı ve büyük ebatta yayımlanmaya başladı ve ayrıca internet haber sitemizlede gazetemizi takviye ettik.
On yıl önce yeni yayın hayatımıza başladığımızda, bize kısa soluklu, ve o dönemde yaklaşan yerel seçimlerden dolayı da, seçim gazetesi yakıştırmasını yapanlar dahi oldu. Ama biz bu ithamlara kulaklarımızı tıkayarak, onlara cevap vermeye tenezzül dahi etmedik, gaaleye bile almadık. Biz kendimizden emindik, biz ne kısa soluklu olmak, nede yaklaşan seçimleri düşünerek bu yola çıkmadık. Her şeyin zamanı olduğunu düşünerek hep sustuk, geçen yıllar, böyle düşünenlere kendiliğinden gereken cevabı verdi de zaten.
Ünye’mize, yöremize hizmet eden tüm gazetelerimizin yolları açık olsun, bütün gazeteci arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Ve sırası gelmişken de, tüm basın camiasındaki arkadaşlarımın Dünya Basın Günlerini tebrik ediyorum.
Bu haftaki köşemi sadece bu konuya ayırmak istedim, bizler sadece Ünye’mize hizmet etmek için bu işi yapıyoruz başka bir gayemiz yok, bu mesleğe yıllarımızı verdik, en iyi yaptığımız iş de bu meslek. Ve biz bu mesleği seviyoruz, sevmesek 24 yıldır bu mesleği icra ettirmezdik.
Evet , dedimya 24 yıldır basın mensubuyum, biz gerçek gazeteci ve bu mesleği gerçekten seven kişilerin yanında yetiştik, onlardan öğrendik gazeteciliği. Fakat bugünlere baktığımda, gazetecilikle uzaktan yakından alakası olmayan, iki kelimeyi bir araya getirip haber yazamayan, maddi durumları yerinde olan bazı arkadaşlar, gazete çıkartıp kendilerini gazeteci sanmaya başladılar. Gazetecilik oyunu oynuyorlar tabiri caizse, hadi çıkartıyosun, hiç kendi çaplarına bakmadan birde önüne geleni eleştiriyorlar, eleştirdiklerinin arasında yeri geliyor bizlerde oluyoruz. Bugüne baktığımızda zaten o kişilerin gazeteleri de ortalıkta görünmüyor. saman alevi gibi yanıp söndüler.
Birini eleştirirken önce bir aynaya bakacaksın, ondan sonra on kere düşünüp öyle konuşacaksın. Hele hele kendinden daha deneyimli bir gazeteciyi eleştirmen için bu meslekte yıllarının geçmesi lazım. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, yeni yetme kendini gazeteci sananlardan öğrenecek değiliz.
Biz gazeteciler bu yola baş koyduk, gün oldu aç-parasız kaldık, kimi zaman yağmur, çamur, soğuk, sıcak demeden haber peşlerinde koştuk, nice tehlikelere atıldık, ne için? bir haber için, kimin için o haberin peşinde tehlikelere atıldık?; sizler için, halkımız için haberin doğrusundan ve her şeyden haberleri olmaları için.
Nice basın mensubu arkadaşlarımız haber uğruna canlarından oldular, hepsi de, ya görevlerini yaparken, ya da haber peşine giderlerken can verdiler. Ahirete intikal etmiş tüm basın mensubu meslektaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ünye basının da, Hakkın Rahmetine kavuşan meslektaşlarımızda oldu, Başta benim de ilkokulda öğretmenim olan çok değerli hocam Merhum Habip Öztürk ile değerli meslektaşımız Merhum Muhammet Ali Şahin, birlikte çalışma şerefine eriştiğim, çok sevdiğim büyüğüm Merhum Ayhan Cındık, ve daha yeni kaybettiğimiz Şenay Tezel, merhum Şevki Kasırga ve merhum Ömer Altuntaş’a Allahtan Rahmet Diliyorum, ruhları şad olsun.
Bir dahaki söz sıramda görüşmek dileğiyle
Sevgi ve sağlıcakla kalın….
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar